» Dedelere de matematik öğretti, torunlara da

Dedelere de matematik öğretti, torunlara da

TEMPO DERGISI KASIM SAYISI 

Mekteb-i Sultani’nin Mösyö Garti’si
Dedelere de matematik öğretti, torunlara da


Galatasaray Lisesi’nde 1940 yılından beri matematik öğretmenliği yapan Yomtov Garti, nam-ı diğer Mösyö GarTi, öğrencileri için tam anlamıyla bir efsane. Hâlâ haftada iki gün ders veren Mösyö Garti ile hayatını ve hatıralarını konuştuk.

 

Mekteb-i Sultani camiasının Mösyö Garti’si, Galatasaray Lisesi’nin efsane matematik öğretmeni. Herhalde çok az matematik öğretmeni Yomtov Garti kadar sevilmiştir. Üstelik bu sevgi öyle bir-iki kuşak için de geçerli değil. Çünkü kendisi 1940 yılından beri, kısa süreli aralar vermiş olsa da lisede matematik öğretmenliği yapıyor. Bugünün tanınan birçok ismi, matematik ve hayat konusundaki bilgilerini kendisinden aldı. Kimler yok ki öğrencileri arasında; Turgay Şeren, Coşkun Özarı, Erol Günaydın, Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Ferhan Şensoy bunlardan sadece bazıları…

 

Lisenin tarihine damgasını vuran bir hoca Mösyö Garti. Kulakları artık neredeyse hiç işitmese de bu durum, hâlâ çok keskin olan gözleri ve inanılmaz matematik bilgisi sayesinde 91 yaşındaki Hoca’yı elinde tebeşirle tahtanın başına geçmekten alıkoymuyor. Haftanın iki günü Teşvikiye’deki evinden taksiye binip İstiklal Caddesi’ne geliyor ve önemli sağlık sorunlarının dışında hiçbir şekilde derslerini aksatmıyor.

 

Liseyi Saint Joseph’te okuduktan sonra, İstanbul Üniversitesi’nde aldığı yüksek matematik eğitimini bir de doktorasını vererek tamamlayan Mösyö Garti, öğretmenlik macerasına Haydarpaşa Lisesi’nde başlamış. Birkaç yıl sonra da Galatasaray Lisesi kapılarını açmış kendisine. 1979 yılında yaş haddinden emekli olduktan sonra, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğünün daveti üzerine burada üç yıl boyunca İngilizce yüksek matematik dersleri veren Yomtov Garti, 1992 yılında Galatasaray Lisesi’nin daveti üzerine yeniden bu okuldaki görevine başlamış.

 

Kendisiyle yaptığımız röportajda, öğretmenlikten, emekli olduktan sonra uzak kaldığı sürede ne kadar üzüldüğünü ve bu dönemdeki dileğini eşiyle nasıl paylaştığını şöyle anlatıyor: “Emekli olduktan sonra da öğretmenlikten kopamadım. Bizim hanıma hep ‘Ulu tanrı bir fırsat verse de ders verirken tebeşirle tahtaya bir daire çizmek nasip olsa’ derdim.”

 

91 yıllık yaşam deneyimine, 60 yılı aşkın öğretmenlik macerasına rağmen içindeki yüksek enerjiyi hâlâ saklamaya devam eden Mösyö Garti ile 1905 yılında Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından Galatasaray Spor Kulübü’nün kurulma kararının alındığı sınıfta görüşüyoruz. Mösyö Garti, öğrencilerine ve mesleğine olan sadakatini anlatırken şunları söylüyor:

 

“Öğrencilerimi duymuyorum ama onlara bir şeyler anlatmaktan çok büyük keyif alıyorum. Talebelerimi kendi çocuklarım gibi görürüm. Tahtada istemeden de olsa bir hata yapsam, talebelerimden birisini mükâfatlandırıyorum. Küçük bir hediye alıyorum.”

 

Mösyö Garti için matematik hayatın anlamı demek. Bunu hiç tereddüt etmeden söylüyor. Matematiğin ne kadar kusursuz bir bilim dalı olduğunu anlatırken de: “Matematik insanı tatmin eden yegâne eylemdir. Diğer ilimlerde müspet sonuç yoktur. Matematik ya doğrudur ya da yanlış. Tereddüt yoktur. Oysa diğer bilimlerde tereddüt her zaman vardır” diyor.

 

Matematiğe, Galatasaray Lisesi’ne ve öğrencilere adanmış koskoca bir yaşam. Bu yaşamın arkada bıraktığı izleri ise, Mösyö Garti’nin çağın mucizesi olarak nitelendirdiği internette yaptığımız küçük bir araştırmayla buluyoruz. Ekşi Sözlük’te kendisi için yazılanlar inanılır gibi değil. Bunları okuyunca, kendisinin öğrencilerine sadece matematik öğretmekten çok daha fazlasını verdiğini görüyoruz. Lisenin koridorlarında fotoğraf çekimi için dolaşırken, yanımızdan geçen öğrencilerinin davranışları da bunun bir başka delili. Hemen hepsi, Mösyö Garti’yi durarak selamlıyorlar. Derslerine girmese de o, bütün okulun matematik hocası. Bu lisede kaldığımız kısa sürede belli oluyor. Röportajdan sonra öğrencileriyle yaptığımız kısa konuşma sonrası ağızlardan dökülen birkaç sözcüğe katılmamanın imkânı yok: Çok yaşa Mösyö Garti…

 

Babam 1917’de şehit oldu

Veteriner olan babası 1917 yılında Konya’da görevliyken yakalandığı tifüs nedeniyle hayatını kaybetmiş. O yıllarda bu hastalıktan ölenlerin cenazeleri hemen gömüldüğü için, babasının mezarının yerini bilmiyor. Ama o, babasının devlet işleri için çalışırken öldüğü için şehit olduğunu söylüyor. O tarihte henüz 2 yaşında olan Yomtov Garti’yi ve kız kardeşini annesi büyütmüş.

 

Ekşi Sözlük’te Mösyö Garti hakkında öğrencilerinin yaptığı yorumlar:

 

- “Mösyö Garti tıpkı ormandaki Fantom gibi ölümsüzdür”

 

- “Hocamız görüldüğü yerde ellerinden öpülecek, takdir edilecek, saygı gösterilecek biridir, duyurulur.”

 

- “Mektep’ten ayrılırken ‘keşke’ dediğim nadir şeylerden biri de bu önemli şahsın hocam olma şerefine erişememesi, bu yüzden dünyanın en iyi matematikçileri listesinde bir-iki basamak daha yükselememesidir. Beş dakikalık teneffüsün zili çaldığında sınıftan çıkması ama maalesef öğretmenler odasına ulaşamadan geri dönmesiyle ünlüdür.”

 

- “Kendisinin bulduğu bir formül de vardır, fizik kitaplarında yer alan… Ayrıca, dedem, ki kendisi Galatasaray Lisesi’nden mezun olmuştur, (1927 doğumludur) de Yomtov Garti’nin öğrencisi olmuştur, oradan bir orantı kurunuz…”

 

- “Okulda bir rivayet vardır ki, Mösyö Garti de tıpkı ormandaki Fantom gibi ölümsüzdür…”

 

- “Sınav anahtarını sınav sırasında yakalamasına rağmen, ‘Size yanlışlıkla bunu vermişim, bir şey olmaz, devam edin’ diyebilecek kadar iyi yürekli olan, bir sınavı 4 ders süresine kadar uzatabilen, sınavdan önce şeker ikram eden, pek çok nine ve dedelerin eğitiminde büyük rol oynamış mükemmel insan.”

- “İnsan sevgisi ve bilgi… Bu kişide en güzelini, en sınırsızını gördüm…”

- “Bir gün bana sarılıp sürmüş olduğum parfümün kokusunu içine çekip, ‘Çok güzel… Kalbin gibi…’ dediğinde, kendimi çok ama çok iyi hissetmiştim…”

 

Güçlü ÖZGAN

Fotoğraf: Ergun CANDEMİR